Gezmeler de Gezmeler =)

Selam  olmayan okuyucularım  ben böyle nereye kadar yazarım hiç bilmiyorum ama yazmaya devam ediyorum :))

Bu hafta sonu ailecek annemin böbreklerinden rahatsızlığı (Böbreklerinden kum döküyormuş)  nedeniyle Konya’nın bi köyüne şifalı su doldurmaya gittik.  Şifalı suyu bulmakta oldukça zorlandık ama ne demişler “Sora sora Bağdat bulunur” bizde suyumuzu bulduk. Tabi tam da emin olamadık çünkü hiiç kimsecikler yoktu ve su serçe parmağımızdan daha ince bi şekilde akıyordu :)Neyse başladık biz doldurmaya… Doldur doldur dolmuyor, annemle babam doldururken biz kardeşimle diken tarlasına doğru yolculuğa çıktık tabi maksat fotoğraf çekmek ;) Sevgili kardeşim beni böyle çek, şöyle de çek aman dur bide böyle çek derken her zaman ki gibi benim fotoğrafım başlarda rüzgar yokken olmadı böhüüü. Neyse ki arada fırsat bulup çiçekleri böcekleri fotoğraflayabildim :) daha sonra arabayla birileri geldi onlara sorduk bu şifalı su mu diye amca “Dur ineyim de konuşalım” deyip arabadan indi, babamla konuşmaya başladılar. Amca yıllardır diyalize giriyormuş ve bu suyun çok faydasını görmüş sürekli doldurmaya gelirlermiş. Biz doğru suyu bulduğumuza sevindik.:) (Allah o amcaya şifa versin inşallah) Neyse biz tekrar gezmelere çıktım kardeşimle..:) Ben bi fotoğraf delisiyim profesyonel makinem maalesef yok (Böhüüü içim yine kan ağladı)…:D neyse ki bi dijital fotoğraf makinem var o da bana yetiyor çok şükürJ Gelelim fotoğraflarımaaa :)

Papatyaları oldum olası sevmişimdir .:) Ama hiç böyle bir fotoğraf çekmemiştim neyse ki korka korka da olsa o minik arıyı çekmeyi başardım :)

Bu arada burası diken tarlasıydı arada böyle papatyalar buldum. Diken deyince insana bi itici geliyor ama bu dikenler dokunulmadığı sürece bence gaayett güzel bi görünümdeler :)

Mora oldum olası bayılırım yani dikende de olsa güzel görüyorum ben bu rengi ;) 

Hem bunlar hiç dikene benzemiyor ki baksanıza ne güzellerrrr :)

Dikenlerle ilgili post yazan ilk insan olmaya doğru ilerlemekteyim en iyisi araya bi papatya daha koyayım ;)

Sonra çok aşırı derecede rüzgar çıktı nerdeyse uçuyordum :D Ciddi ciddi söylüyorum ama gerçekten uçuyordum :D

İşte bu da suyun çıktığı yerden bi görüntü J Bu ağacı biz nedense çok sevdik. Üstünde öyle güzel öten bi kuş vardı ki altına yat huzurlu mutlu kuşu dinle  =)

Bi ara bizim cadının eline fotoğraf makinesini verdim “Al biraz da sen beni çek diye”  o kadar fotoğrafın içinde tek sağlam diyebileceğim fotoğrafım bu olmuş J Orda bir kız var uzaktaaa o kıızz benim işte beniimmm =)

Suyumuzu doldurduk J Her işimizi hallettik düştük yollara. Babam “Sille Barajının ordan mı gidelim yoksa geldiğimiz yoldan mı gidelim” diye hatalı bir soru sordu ve annem tabi ki de beklenen cevabı vermekte geç kalmadı ve dedi ki “Sillenin o taraftan gidelim hem gezeriz hem de değişiklik olur" :D düştük yollara sonra olmadık bi köyde bulduk kendimizi :D Bi dedeye sorduk o da “mezarlığın ordan gidilir burada ne işiniz var” dedi :D neyse biz döndük tabi mezarlığın ordan tutturduk yolu :D git Allah git yol bi türlü ana yola çıkmıyor neyse ki yolun çıkmadığı bi noktaya varıp yanlış yolda olduğumuzu anladık :D Babam “ Ben siz gezin diye böyle yapıyorum yoksa bu yol değildi zaten” diyerek döndü ve başka başka yollar deneyerek sonunda Silleye ulaştık :)

Sille çok hoş bi yermiş gerçekten tarihi evler tarihi yerler çok var =) burası çok hoşuma gitti yol da müsait olunca babamı durdurup arabadan inip bi kaç kare fotoğraf çektim :)

Arkamdan köpek gelmese daha çekerdim de neyse =)

Diğer tarihi yerlerini fotoğraflama fırsatım ne yazık ki olmadı =( (Böhüüüüüü) 

Herkes silleye akın etmiş sanki araba parkedip de duracak yer bulamadık ki =( İnşallah tekrar gidersem fotoğraflayıp blogumda bir post yaparım ;)

Uzun fotoğraflı bir postun daha sonuna gelmiş bulunmaktayım sayın olmayan okuyucularım =( 

Bu durum beni çok fazla üzmeye başladı ama çaktırmıyorum =(

Heeepp mutlu kalın *.*